7 Nisan 2009 Salı

GEZİ NOTLARI: HAN SARAYI









Fotograflar: Erdem UYSAL Yaşadığımız çevrenin gerçeklerinden kaçamıyoruz.Kimi zaman büyük şehirlerin karmaşasından boğulsak da avantajlarından da vazgeçemediğimiz bir gerçek. Azerbaycan’da, yoğun iş temposundan fırsat bulup yola çıktığımız gezilerimizden birinde, günün yoğunluğundan ve stresinden kaçmamızı sağlayan, bizi masallar alemine götüren, yapıldığı dönemin sultanlarının ruhuna bürünmemizi sağlayan bir yapı tanıdım. 

Bu büyülü yapı, 1761-1762 yıllarında Azerbaycan’da ilk bağımsız hanlık düzeni sahibi Çelebi Han’ın torunu Hüseyin Han tarafından inşaa edilen Han Sarayı’dır. İki ayrı ana girişi olan bina, haremlik-selamlık düzene göre tasarlanmıştır. İki katlı binanın her katında üç oda bulunmaktadır. Bu odalar; Han’ın odası, eşi Sultan’ın odası ve bu iki oda arasındaki büyük salondur. 
Binanın en ilginç özelliği eşi benzeri olmayan pencerelere ve tavan- duvar figürlerine sahip olmasıdır. Pencereler çok küçük geometrilere bölünmüş ve ahşap çıtalar arasındaki camlar doğal boyalarla renklendirilmiştir. (Yaklaşık 14bin ahşap çıta ve cam ızgara kullanılmıştır.) Pencerelerde dönemin sanatı en iyi şekilde uygulanmış ve çivi veya yapıştırıcı kullanılmadan malzemeler birbirine geçme yöntemi ile birleştirilmiştir. Camları boyamada yumurta akı ve çiçeklerden elde edilen doğal boyalar kullanılmış ve bunun sonucunda, üzerine güneş ışığının vurmasıyla, iç mekanı rengarenk boyayan pencereler üretilmiştir. Ama ne yazıkki günümüzde pencerelerdeki bu işçiliği devam ettirememişler. Bu güzel sanat zamanın ve gelişen teknolojinin karşısında ayakta durmayı başaramamış. Odaların duvarları ve tavanlarına ise birbirinden farklı yüzlerce figür işlenmiştir.(Hepsi bir hikayeyi anlatıyor) Han’ın odasındaki figürler; dövüş ve av sahnelerini, saltanatın gücünü gösteren simgeleri içermekte,Sultan’ın odasında ise; verimliliği simgeleyen figürler ve çiçek resimleri işlenmiştir. Duvar figürlerinin orjinali XVIIIyy. da yapılmış olmasına ragmen daha sonra onarılmıştır. 
Han sarayı, surlarla çevrili tarihi alan içerisinde, bahçesindeki havuz ve 1530 yılından kalma 34metre yüksekliğindeki ulu çınar ile bütünlüğünü ve güzelliğini koruyan, görülmeye değer kültür miraslarındandır. Nazım Hikmet de zamanında Han Sarayı’nı gezme fırsatı bulmuş ve “Azerbeycan’ın başka değerli eserleri olmasaydı bile, bir tek Şeki Han Sarayı’nı dünyaya göstermek yeterdi” demiştir. Ben de gezip görünce aynı fikre kapıldım. İçeriye vuran ışıklardan oluşan renk cümbüşünün içerisinde uyanmak eminim dönemin Sultan’ının da çok hoşuna gitmiştir.


3 Nisan 2009 Cuma

Proje Günlüğü1: Haydar Aliyev Merkezi


 
Gelecekte mimari ne boyutlara ulaşır bilinmez ama tasarımları ile hayallerdeki geleceği yaratan, çağın ilerisinde , başka bir zaman diliminde yaşayan mimarlardan biridir “Zaha Hadid”. Eserleri ya günümüz teknolojisinin el verdiği ölçüde hayata geçirilebiliyor, ya da gerçekleşemiyor. Bu nedenle Azerbeycan’ın başkenti Bakü’de halen inşaat halinde olan “Haydar Aliyev Kültür Merkezi Projesi” tamamlandığında çağın en önemli projelerinden olacak. 
Yapı, Azerbeycan’ın ölümsüz lideri Haydar Aliyev’in adını taşıması nedeniyle yerel otoriteler ve halk tarafından da özel ilgi görüyor ve heyecanla bekleniyor. Bu ilginin bir diğer nedeni ise şehir genelindeki binalardan farklı, yepyeni bir mimari anlayışa sahip olması. Rüzgarların şehri Bakü, pek çok farklı kültürün eserlerini sergiliyor sokaklarında... Bir tarafta 12yy-15 yy arasında Şirvanşah’lar dönemine ait tarihi dokuya sahip İçeri Şehir, bir tarafta 2. Dünya Savaşı zamanında Alman esirler tarafından yapılmış uzun konut blokları, diğer tarafta Rus esareti döneminde yapılan opera binaları, kiliseler..Ve şimdi de içinde bulunduğumuz yüzyılında ötesine geçmek istercesine tasarlanmış hi-tech binalar.
Azerbeycan’ın içerisinde bulunduğu yapılanma şehrin siluetini de tamamen değiştirmeyi amaçlayan ciddi boyutlarda bir oluşum ve bu oluşuma Türk şirketleri, Kore ve İngiliz şirketleri başta olmak üzere çok sayıda yabancı yatırımcı katkıda bulunuyor. Şehrin eskimiş, gri renge bürünmüş görüntüsünden uzaklaşma ve yenilenme konusundaki iddasını çalıştığı mimari şirketlerden de anlamak mümkün. Zaha Hadid, Hook&Partners,Jean Nouvel bunlardan sadece birkaçı.. 

“Haydar Aliyev Kültür Merkezi” projesinde inşaat yüklenici firma; Antalya Havalimanı ve Adnan Menderes Havalimanı gibi büyük projelere imza atmış IC Oteller zincirinin sahibi İçtaş A.Ş’dir. Azeri ortağı Azersun ile “DİA Holding” olarak yurtdışında çok sayıda inşatı yürütüyor.
Proje kapsamında; ana bina, otopark, bağlantı tüneli, teknik merkez ve peyzaj alanları bulunmaktadır. Temelleri Eylül 2007’de atılan binanın otopark kısmı tamamlandı, yer altındaki dört katlı otoparkın üstüne ve peyzaj alanları içerisinde Zaha Hadid tarafından havuzlar, yeşil alanlar ve rampalar tasarlandı. Hummalı bir çalışma ile 5 Mayıs 2009 tarihinde teslimi hedeflenen rekreasyon alanları ve otopark, istenirse işletmeye açılabilecek. 

Ana bina fonksiyonları açısından incelendiğinde üç bölüme ayrılmaktadır. Geçici ve sürekli sergilemenin olduğu müze bölümü, konser, gösteri ve toplantıların yapılabileceği çok amaçlı salonlar ve oditoryum bölümü ve sekiz katlı kütüphane bölümüdür. Ana binanın açılışı için hedeflenen tarih ise Mayıs 2010.Bu tarihi etkileyen en önemli faktör hiç kuşkusuz; üst noktası 74 metre olan ve geniş açıklık geçen eğrisel formlu dış kabugun sistem detaylarının çözülmesi, imalatı ve montaj süresidir. Kabuğun taşıyıcı sistemi uzay kafes olarak bu konudaki öncü firma Mero tarafından imal edilecektir. Ayrıca çift eğrilikli üst örtü ve iç kabuğun sistemi için çok sayıda mock-up yapılmaktadır. İç ve dış kabuk kaplamalarında kullanılması düşünülen cam elyafı katkılı beton veya alçının özel kalıplara dökülmesiyle hazırlanan modüller tek cidar için hesaplandığında 48.100 m2 alanı örtmektedir ve eğrisellik nedeniyle yaklaşık 23.000 farklı kalıp çıkmaktadır. Binanın dış formundaki eğrisellik iç mekanlara ve özellikle tüm yüzeyleri doğal ahşap olarak tasarlanan 1200 kişilik odiyoryuma çok başarılı bir şekilde taşınmıştır.
Eskiyi tekrarlamak yerine, insanın hayal gücünü zorlayan tasarımlarıyla tanınan Zaha Hadid’in yaklaşımı gibi yenilik getirebilmek, herkesin ufkunu genişletecektir. Sonuçta kentin mimarisinden tamamiyle farklı, Bakü'de hiç olmayan bir bina inşa ediliyor ve inşa edilen kültür merkezi şehrin kültürünü değiştiriyor. Bu gelişimi yapının 2010 yılında açılışının ardından kolaylıkla gözlemleyebileceğimizi düşünüyorum. 
Kaynak: http://www.arkitera.com/h40023-proje-gunlugu-1-haydar-aliyev-kultur-merkezi.html